Bu işin trajikomik yanıdır, amatör kümede oynarken Fenerbahçe’den transfer teklifi beklemek. Olmaz mı? Elbette ki olur lakin beceriniz üst düzeye ulaşmış ise! Örneği yok mu? Çokkk…
Zaman zaman gülümsememize neden olanlar da zaten bireysel yetisi üst düzeydekiler değil, ‘sıradan’ elemanların ütopyaları! Tek yarışa katılan genç kardeşimiz de, sezonu alt basamaklarda noktalayan orta yaşlı arkadaşımız da, keyfi geldiğinde yarışmaya karar veren kır saçlısı da otomobilinin üzerine yapıştıracak ‘sticker’ arayışı içinde. “Ahhh bir sponsor bulabilsem!..”
Aklımın yettiğince maddi destekçi arayan sporculara, takımlara, kulüplere yardımcı olmaya çalışayım!
Önce büyüğümüz ve sporun gelişmesine sağladığı katkı tartışılmaz Satvet Çiftçi’ye ulaşıp sorun. “Siz, kurduğunuz bir kulübü ayakta tutmak için bugüne kadar cebinizden ne kadar harcama yaptınız?” Ardından, İskender Atakan’ı bulup bir başka soru yöneltin. “İskender Bey kendinize sponsor bulana kadar yaşadıklarınızı kısaca özetleyebilir misiniz?” Hemen uyarayım, İskender Atakan’ın aktarımı vakti varsa uzun sürer ama dinlemesi aynı paralelde hem keyif verir, hem de ders niteliği taşır.
İstanbul’da yaşayanlar için Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin Levent’teki sosyal tesislerine gitmek çok daha kolay. Orada da bir başka büyüğümüz sevgili Berkan Kılıç’ı bulup benzeş soruları yöneltmek olası. 1970’lerin başında otomobil sporunun ‘o’su bilinmezken Günaydın Türkiye Rallisi ile bu sporun gelişimine nasıl start verdiğini tane, tane anlatır, üstelik kronolojik ve somut veriler eşliğinde. Olur da yolunuz Göçek’e düşürse Emre Yerlici’ye uğramayı unutmayın ve azıcık da ondan dinleyin. Koltuğa oturana kadar başından geçenleri!
Oralara kadar gitmişken Marmaris’e, federasyon başkanlığını hiç abartısız özveriyle yapan Serkan Yazıcı’ya uğramamak olmaz elbette ki… Serkan Yazıcı geçmişte yarışırken sponsor arıyordu şimdi ise üstlendiği misyon nedeni ile işi çok daha zor. Bu arada Serkan Yazıcı’ya da sormalı, “Sevgili başkan yarışırken harcadığınız bir yana da sadece Marmaris Rallisi için ne kadar harcama yaptınız?”
Dinlenilmesi gereken o kadar çok büyüğümüz ve sporun emekçisi var ki isimlerini art arda sıralaması bile güç. Durum; ‘Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse’ deyişi ile bire bir örtüşüyor.
Demem o ki, ‘ne kadar ekmek o kadar köfte…’ Önce ortaya bir şeyler koyun ardından kendinize destekçi arayın…
