‘Kimseyi’ kırmayı da sevmem, ‘birilerine’ yaranmayı da!.. Gördüğümü ve tanıklık ettiklerimi yazarım, ancak yazarken ‘objektif’ olmaya her şeyden çok özen gösteririm. Yazarın objektif ve de yansız olması zorunluluktur, gerekliliktir, lakin daha önemlisi; öncelikli kuraldır. Bunu aksini yapanlara ‘satılmış kalem’ yaftası yapıştırılır, kimi zaman da söz konusu zatlar için ‘yandaş’ tanımlaması uygun görülür… Maksat; üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi? Yaşanan süreçte yanıt verilmesi gereken soru, sanıyorum bu olup çıkıverdi karşımıza!
Dünya Ralli Şampiyonası’nın Türkiye’ye gelmesinin bedeli olarak WRC organizasyonuna ödenecek 3.5 milyon Euro, pelesenk oldu ‘belirli’ çevrenin diline. Üstüne üstlük söylemleri de ‘Şark Kurnazlığı’ deyişi ile bire bir örtüşmeye başladı! Oysa ki gelinen noktada WRC ile Formula 1, ‘elma’ ile ‘armut’ gibi fark içeriyor…
Şöyle ki, Formula 1 el değiştirdikten sonra ‘arz-talep’ doğrultusunda giderleri tavan yaptı. Şayet Formula 1’i doğru ‘doneler’ ile mercek altına alırsak;
1) Liberty Media, Formula 1’in haklarını satın alırken 4.4 milyar dolar ödüyor, ayrıca Formula 1 organizasyonunun 4.1 milyar dolar tutarındaki borcunu üstleniyor, rakamın toplamı da 8.5 milyar dolara tekabül ediyor. Bu bağlamda da Formula 1’e ev sahipliği yapan ve yapmak isteyen ülkelerden talep edilen rakam, zorunlu olarak yükselme trendine giriyor.
2) Formula 1 pazarlama şefi Sean Bratches diyor ki “Liberty Media’nın seriyi devralmasından bu yana 40 kadar Grand Prix pistine sahip ülke ya da kurum, takviminde yer alma isteklerini iletti. Concorde anlaşmasının getirdiği üst sınır, bir sezonda 25 yarış… Şu ana kadar 40’a yakın ülke, şehir, belediye ve başkanlık, Formula 1’e ev sahipliği yapmak için bizimle iletişime geçti. Şu anda hedefimiz takvime daha fazla cadde pisti eklemek. Bizim bakış açımıza göre cadde pistleri taraftarlar için çok ilgi çekici bir şey…”
3) Liberty Media, 2020’de Danimarka’da ‘Kopenhag’ ya da ‘Rotterdam’da bir cadde yarışı için görüşmeler yapıyor. Danimarka Bilim Teknoloji ve Gelişim eski bakanı Helge Sander ile Saxo Bank’ın eski sahibi Lars Seier Christensen bu konuda çalışmalarını usul, usul yürütüyor. Buradaki en önemli anekdot ise söz konusu projeye Danimarka Hükümeti, Kraliyet Ailesi ve Kopenhag Belediyesi’nin destek vermesi. Ancak, yarışının maliyeti 80 milyon pound olarak hesaplanıyor ve hükümet bunun ancak % 60’ını karşılayabileceğini kalan % 40’lık bölümü içinse adres olarak özel yatırımcıları gösteriyor…
4) 2016’da takvimin en ucuz biletlerini satan Malezya’da 120 bin kapasiteye sahip Sepang Pisti’ne gelenlerin sayısı 45 bin ile sınırlı kalınca, Malezya bu yıl son kez Formula 1’e v sahipliği yaptı. Ve Malezya’da ekonomi, spor ve de kültür bakanları sporun ülkelerinde geleceğinin olmadığını itiraf ediyorlar. Kültür ve turizm bakanı Nazri Abdul Aziz ise “Biz her yıl 97 milyon dolar harcıyoruz. Formula 1’i ağırlama maliyetleri ilk yıla oranla 10 kat arttı” açıklamasıyla perdeyi kapatıveriyor…
4 doneyi art arda ‘dikkatli’ okuyunca, Formula 1’in Türkiye’ye neden dönemediği sorusu da yanıtı bulmuş oluyor. Liberty Media, harcadığı ve de harcayacağı milyar dolarları elbette ki fazlasıyla geri alacağı plan ve programı takip ediyor ve doğal olarak edecek de… Buna kısaca ‘kapitalizm’ deniyor!
Açık, açık “WRC için ödenen, Formula 1 için de ödensin” istemini dile getiremeyenlerin, ‘kuyu kazma’ girişimleri, buna ilaveten anlamsız ve gereksiz ‘ayak oyunları’ ise haliyle ‘gülünç’ oluyor. Hani ‘bazıları’ çekinmeseler “Madem Formula 1 için para ödenmiyor o zaman WRC de gelmesin” diyecek de, sanıyorum utanıyorlar!
Üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?
Egolarından arınmış, ülkesini seven bireyin memleketinde gerçekleşecek Dünya Ralli Şampiyonası’nın bir yarışı için elinden, bütçesinden gelen desteği sağlaması gerekmez mi? Bunun aksini yapan zat-ı muhteremin samimiyetine inanmak olası mı? Formula 1, Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlıyor da WRC aynı işlevi görmüyor mu? Karalamak, ‘çamur atmak’ medeni insanlara yakışmayan davranış şekli!
Ezcümle; Söz konusu memleket ise taşın altına herkes elini sokmalı, güç birliği yapılmalı ki WRC’nin ardından Formula 1 de gelebilsin, Moto GP de, WTCC de, DTM de…
İşte olanak, madem sadece ülkeni düşünüyorsun o halde ‘kendi çıkarın’ peşinde koşturmadığını kanıtla desteğini ver… Gerisi teferruat!
