Sporların kahramana ihtiyacı var mıdır?

0
4162

Takvim kullanmayı çok seven bir adam değilim. Herkes gibi hafta içi iş, hafta sonu tatil formatında yaşamadığımdan olsa gerek ayın hangi döneminde olduğumuz da çok umurumda değildir. Ama ayın başı mı ortası mı olduğunu ancak Atıl Atılgan’dan gelen “yazı” mesajı ile anlayabiliyorum. Üşendiğimden kısa yazmadım. Atıl sadece “yazı” diyor, geciktirdiğim zaman da sevimli sıfatlar ile süslüyor. O sıfatların ne olduğunu da aramızda tutmayı tercih ediyorum, 25 yılı aşan dostluğumuzun şerefine…

Yine cuma başlayan yazı hatırlatmasının ardından klavye başına geçtim. Bir süre oturduktan sonra kalktım. Bahanem hazırdı. Hafta sonu yayınlar var onları atlatayım yazarım. Nitekim öyle de yapmak için zemin yazı yazmaya müsait, top yuvarlaktı (güleni vururum)  WRC takviminin açıklanmasının ardından ülkemize geri dönen Dünya Ralli Şampiyonası ile ilgili bir yazı döşeneyim dedim. Bir baktım sosyal medyaya zaten herkes bu konuda yazıyor. Başta Serkan Yazıcı olmak üzere TOSFED’e teşekkür edeyim dedim. Herkes zaten Serkan Başkan’ın yaptığı işin değerini görmüş ve teşekkürlerini etmiş. Yarışa destek olun tarzında bir şeyler döktüreyim dedim. O’nu da yapmışlar. Bana düşen sadece o hafta sonu orada olup elime mikrofonu almak ve WRC Türkiye ayağının sunuculuğunu yapmak diye geçirdim içimden. Şimdiden heyecandan yerimde duramıyorum…

Sonra düşündüm ya bu işi kahramanlarımın yarıştığı zamanlarda yapsaydım. Start takında Colin McRae- Nicky Grist’i anons etseydim (itiraf ediyorum önce Derek Ringer yazdım sonra sildim Galli Büyücü’yü sanki daha çok yakıştırıyorum rahmetlinin yanına) Ya Tommi Makinen- Risto Mannisenmaki’nin adını zikretseydim… Ya da Carlos Sainz- Luis Moya start alırken onların ismini haykırsaydım. Gerçekten o günleri izlemenin mutluluğu dışında sunamamış olmamın üzüntüsünü aynı oranda yaşadığımı itiraf etmeliyim.

Sonra aklıma spordaki kahramanlar geldi. Bir spor dalını, bu ralli olabilir, motogp olabilir veya basketbol, futbol, hentbol, lacrosse, kabaddi, golf olabilir, o spor dalını çok sevdiğiniz için mi yoksa bir kahramanınız olduğu için mi o kadar yakından takip ediyorsunuz?… Bunu gerçekten merak ediyorum. Mesela, rallide benim kahramanım Colin McRae idi. Sadece bir kere Dünya Ralli Şampiyonu olmasına rağmen O’nun gidişini izlemek, karakterini analiz etmek, O’nu bu işi yaparken görmek WRC sevgimin içinde power stage gibiydi. Tıpkı snooker’daki Ronnie O’Sullivan gibi.

Geçtiğimiz yıllarda İzmir’de bir otelin lobisinde Volkan Işık ve Koray Muratoğlu ile bu konuda tatlı bir tartışmaya girmiştik. Ben bir sporda şampiyondan çok kahramanlığın öneminden bahsedip de “McRae büyüktür Loeb” derken Koray da “olur mu öyle şey Loeb’ün dünya şampiyonluğu sayısına bakın hele” diyerek benim denklemin tam tersinin doğru olduğunu iddia ediyordu.

Peki sizce bir sporu ayakta tutan bir kahraman mıdır veya soruyu şöyle sorayım.

Sporların kahramana ihtiyacı var mıdır?

Facebook Yorumları

yorum